Birçoğumuz, değişim ve kişisel gelişim yolunda kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Bu yolda atılan en ufak adım bile gerçekten hayranlık uyandırıcı ve kutlanacak nitelikler taşıyor. Ancak, bütün pozitif yönlerine rağmen, kendi yolumuzda istikrarlı bir şekilde ilerlememizin bir de beraberinde getirdiği karanlık bir yüz var. Bizi geliştiren ve mantığımıza uyan yolları benimsediğimizde, zaman zaman biraz militan ve hatta dogmatik olabiliyoruz.
Kendi hayatımızda değişiklikler yapma girişimlerimize körü körüne odaklandığımız zaman görüşlerimiz daralmaya ve siyah-beyazlaşmaya başlıyor. Bunun nedeni gerçekten çok basit: yaptığımız şeylere o kadar sıkı bir şekilde adapte olup bağlanıyoruz ki bazı şeyleri gerçekleştirmek için birden fazla alternatif yol olabileceğini unutuyoruz.
Görüşümüzü desteklemek için bizimle aynı fikirde olan diğer insanları ya kendi tarafımıza çekiyoruz ya da onların gruplarına ait oluyoruz. Bu, bir topluluğun parçası olmak gibi ilkel biçimde içimizde yer alan içgüdülerin bugüne kadar evrimleşen hali olabilir, kim bilir…
Kendi düşüncelerimizle uyuşan düşüncelerle aslında bir kavim oluşturuyoruz!
Bir kabileye ait olmak ve bir düşüncenin, eylemin içinde gönülden yer almak sarhoş edici ve tutkumuzu paylaşanlarla birlikte olmak elbette ki inkar edilemez şekilde heyecan verici. Ortak bir hedefe veya görüşe sahip olmak, tutkularımızı, onları gerçekten hisseden ve destekleyen diğer insanlarla paylaşmak harika bir duygu. Hepimiz bir yolda, mesela sizin beğendiğiniz ve desteklediğiniz yolda, tek elden beraberiz. Kabileden başlayıp tüm topluma uzanan bütün insanların sizinle aynı fikirde olduklarını düşünsenize!
Ancak bu ilk sarhoşluk yerini boşluğa bıraktığında, yan etkiler kendini yavaş yavaş göstermeye başlıyor. Sadece bir kabilede yer almak ve diğer kabileleri unutmak, zaman içinde bakış açımızı bozmaya başlıyor. Uzun süre tek bir düşünceye bağlı kalmak ister istemez bizi önyargılı bir şekilde görüp işitmeye itiyor. İronik bir şekilde, başlangıçta kendimizi geliştirmek isteyip yola adım atmışken, yolun sonuna yaklaştığımızda objektifliğimizi yitirmiş buluyoruz kendimizi.
Kişisel Birkaç Örnek
Bir süre önce, aslında başlangıçta gerçekten beni geliştiren ve ilerleten sebeplerden dolayı, zaman içinde kendime birtakım dogmalar yarattığımı fark ettim.
Egzersize ve spora olan yaklaşımımla örümcek beyinli bir insana dönüşmüştüm.
Fitness ve cross-fit yapıyordum. Benim için bir gün öncesinden daha fazla ağırlık kaldırmak güçlendiğim anlamına geliyordu. Spor salonuna gittiğimde saatlerini sadece kardiyo yapmaya ayıran insanlara acıyarak bakıyordum.
Bu durumda tabi ki özellikle kadınlara… Birçoğu büyük ihtimal maskülen hatlara ve kaslara sahip olmak korkusuyla ellerini 5 kiloluk ağırlıklara bile yaklaştırmıyordu. Ne kaçırdıklarının farkında bile değillerdi; ne kadar şuursuz ve bilinçsizce spor salonuna gidip geliyorlardı! Böyle spor olmazdı! Zumba ve spin hakkında düşündüğüm saçmalıklara değinmek bile istemiyorum.
Neden bunu yapıyordum? Rotamı seçmiştim işte, neden başkalarını yapmayı seçtikleri spor konusunda yargılama ihtiyacını hissediyordum?
Başka bir örnek olarak minimal yaşama olan tutkumu gösterebilirim. Evimde, masamın üstünde, giysi dolabımda basitlik ve sadelik yönünde tükenmek bilmeyen bir yolculuğum var. Hayatıma 80/20 uygulamasını oturtmayı ve bu yaşam şeklini benimseyip o yoldan şaşmamayı o kadar çok arzu ediyorum ki!
Birkaç yıl önce yine bir taşınma esnasında, ihtiyacım olduğundan fazlasını biriktirdiğimi fark ettim. Benim için gerçekten önemli olmayan veya manevi düzeyde artık benimle iletişime geçmeyen birçok nesne üstüme yürüyordu. Hayat olmasını istediğimden daha karışıktı. O günden bu zamana kadar kesinlikle ilerleme kaydettiğimi söyleyebilirim.
Ancak, bugün bile istediğim sadeliğe ulaşmış değilim. Sadece materyal şeylerden bahsetmiyorum, zihnen de… Minimalist bu yolda kendi hikayemi yaşarken nedense başkalarının alışkanlıklarına gereğinden fazla dikkat kesildiğimi ve hatta onları bir ölçüde küçümsediğimi ve yargıladığımı fark ettim. Onları herşeyi gereğinden fazla karmaşıklaştırmakla suçluyordum içten içe. Tutamayacakları sözlerin altına giriyorlardı!
Biriktirdikleri şeylerin hiçbirisi ihtiyaçlarını karşılamak için değildi. Enerjimi kendi dünyamı ve zihnimi sadeleştirmek yönünde kullanmam gerekirken, başkalarının ne kadar açgözlü olabileceklerine yönlendiriyordum. Kulağa kibirli geliyor, farkındayım, çünkü öyle.
Yolculuk Sizin
Karmaşıklaştırmaya ve saptırmaya gerek yok. Kişisel yolculuklar kişisel kalmalı. Açık konuşalım, devamlı rekabet halindeyiz; durum bu olsa bile, bahsettiğimiz rekabet sadece kendimizle olmalı.
Kendim için söyleyecek olursam, ne kadar minimalist olmaya çalışırsam çalışayım, komşumdan daha az şeye sahip olmam otomatik olarak beni ondan daha iyi bir insan yapmaz.
Kendinizden farkındalık savunucusu olarak bahsedebilir ve günlük meditasyona kendinizi adayabilirsiniz. Ancak herkes farkında olmak için meditasyon yapmaya ihtiyaç duymayabilir. Aynı şekilde, günlük meditasyon uygulaması olan herkesin dikkatli olduğu da söylenemez.
Belki de kendi vücut ağırlığınızı kullanarak spor yapıyorsunuz. Başkasını halterle veya taşlarla (!) ağırlık çalışması yaparken gördüğünüzde bir sorun olduğunu düşünüyorsanız bu yazının başlığını bir daha okuyun.
Vejetaryenleri veya veganları eleştirmeden de kırmızı et ağırlıklı beslenmeyi başarabilirsiniz. İnsanlar, tıpkı dünya üzerindeki birçok insanın yaptığı gibi, değişik damak zevkleriyle de gelişebilirler.
Sizi aydınlatan ve kutsayan bir dinin mensubu olmayı seçebilir ve bunu farklı bir inancı takip eden başka bir kişiye zarar vermeden, hoşgörü göstererek yapabilirsiniz.
Bütün bunları ve aklıma şu anda gelmeyen daha başka birçok şeyi, sessizce kendi yolunuzda sürdürmeyi seçebilirsiniz ya da tabi ki ilham vermeyi umut ederek başkalarıyla ne yaptığınızı paylaşabilirsiniz.
Ne olursa olsun, dogmanın arkasına saklanmaya ve kararlarımızı başkalarına ateş etmek için kullanabileceğimiz bir silaha dönüştürmeye gerçekten gerek yok.
Hayattaki tutkularınızı takip edin, onları kucaklayın
Başkalarının da sizin kadar tutkulu olduğunun farkında olun
Dogmayı geride bırakın ve hatırlayın, herhangi bir dağın tepesine giden birçok yol var
Yorum Yok