Yoga & Meditasyon

Evet, AYIN HER GÜNÜ BİZİM

Kısa bir süre öncesine kadar kadınların adet  dönemlerinde neleri yapıp neleri yapamayacakları ile ilgili olan efsanelerin çoğu, mesela ayılar etrafında dolaşmanın tehlikeli olması, yalanlandı. Şaka yaptığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü neredeyse 50 yıl önce Amerika’da, birbirinden 30 km ötede kamp yapan iki kadın, ayı/ayılar tarafından öldürülmüş; bazı insanlar iki kadının da adet döneminde olmasını tesadüften fazlasına yormuş olmalı.. Daha az uçta örnekler günlük hayatımızda da da mevcut, mesela adet dönemindeki kadının hamile kalamayacağına inanmak ya da daha masumu yüzmenin tehlikeli olduğunu düşünmek, tabi ki köpekbalıklarının içinde olanlan bahsetmiyorum! Ancak eğlenceyi seven, çevresine neşe saçan beyaz yoga taytlarının içinde güvenle dolaşan kadınların yer aldığı kadın pedi reklamlarından başka kimse adet döneminde neleri yapıp neleri tam olarak yapamayacağımızdan çok da emin değil gibi.

İşte o soru: adet döneminde yoga yapmalı mıyım yoksa mümkün olduğunca fiziksel aktivitelerden kaçınıp evde mi kalmalıyım?

Yoksa daha da iyisi eski Kizilderili geleneklerinde olduğu gibi o yoğun dönemlerde evimi terk edip diğer kadınlarla birlikte kısa bir komün hayatı mı yasamalıyım??

 

 

 

Kulağa harika geliyor. Tabi ki bana özel olarak ayrılmış olan özel menstrüasyon kulubelerinde olursa, lütfen!

 Ayın o zamanı geldiğinde bazı yoga pozisyonlarından kaçınmak için bir takım geleneksel ve bilimsel gerekçeler olduğu kulağınıza gelmiştir sanıyorum. Yoga yapmanın önerilmemesinin en yaygın gerekçesi olarak, alernatif tıp sistemi Ayurveda gösteriliyor. Menstrüasyon döneminin kadınlar için “arınma ve temizlenme” zamanı olduğunu düşünen Ayurveda, bu dönemde kadınların yatıştırıcı yoga pozlarına odaklanmasının daha iyi olduğuna inanmakta. Muhtemelen benim kişisel favorim olan yatıştırıcı yoga pozu “Yastık”; her seviyeden yoginin kolaylıkla adapte olabileceği bu pozu istediğiniz her yerde uzanarak ve hashtangaatta oturarak yapabilirsiniz!

Konuya dönecek olursak, geleneksel Ashtanga öğrencilerinin adet dönemlerinin ilk üç günü boyunca yoga yapmaları kesinlikle yasak. Bu noktada hemen ilginç bir bilgi daha vereyim: ayın cumartesi günleri, tam aylar veya yeni aylarda da yoga yapmıyorlar.

Başka bir felsefi teori, Yoga Journal’ın tıp editörü Dr. Timothy McCall’dan geliyor. Aşağı yönlü kuvvet olarak tanımladığı ve bağırsak fonksiyonuna, idrar yapmaya veya menstrüel akış gibi şeyleri kolaylaştırmaya yardımcı olduğunu varsaydığı bu kuvvet adet donemimizle bağlantılı olabilirmiş. Çoğu insan tipki McCall’un da belirttiği gibi, apanaların tersine çevrilmesinin adet dönemiyle olumsuz bir şekilde etkileşime girdiğine inanmakta. Bununla bağlantılı olarak yapılan tıbbi açıklamalar da  var: vücudunuzun bazi asanalarda ters çevrilmesinin yani adet döneminde kan akışının geriye doğru akmasının vücudumuzda “ters yönlü adete” sebep olabileceği söyleniyor. Yani kan dışarı doğru akmak isterken biz onu fallop tüplerinin içine geri gönderiyoruz.  (Ne harika haber, deeğl mi?)

Bu teoriler hem geleneksel yogilere hem de günümüz öğretmenleriyle birlikte birçok kişiye mantıklı geliyor gibi görünüyor. Fakat bizim için konuşacak olursam – en azından sadece birkaç saniye headstand pozunda durabilenlerimiz için (alkış bu arada)- asanalarınızı ne zaman ve nasıl uygulayacağınıza bence kendiniz karar verebilirsiniz. Vücudunuzu ve limitlerinizi bildiğiniz zaman kendinizi güvende hissedeceksiniz. Buradaki en büyük soru vücudunuzu ne kadar tanıdığınız ve onu ne kadar dinlediğinizle ilgili olmalı diye düşünüyorum . Eğer pratik sırasında yoruluyorsanız ve kramplarınız azalmak yerine artıyorsa, o zaman adet doneminizde sizi zorlayan asanalardan tabi ki kaçının. Peki nasıl?

Yaralanmadan kaçınmak

Yeni keşfettiğim bir şey, omzumum ya da dizlerimin normalden daha değişik bir şekilde ağrıdığını ve hatta incindiğini bile denilebilir fark ettiğim zamanların birçoğu neredeyse her zaman adet döngümle eş zamanda. Bu incinmeler çoğunlukla- sanırım – mulabandha ile olan bağım daha az olduğu zamanlarda gerçekleşiyor. Ve yine sanıyorum ki aynı nedenlerle vücudum  beni dengede tutmak ve desteklemek için daha fazla zorlanıyor.

Normal zamanlarda limitlerim dahilinde emin adımlarla hareket ediyorum; ancak adet zamanlarında daha beceriksizim ve ayaklarım toprağa ve dünyaya emin basmıyor sanki. Normalde olduğum kadar dikkatli değilim ve bu nedenle yoga uygulamalarında eklemlerimi zorlamak daha kolay. Bunun farkında olmak beni daha dikkatli olmaya, farkındalığımdaki boşlukları izlemeye ve kendimi rahatlatmaya itiyor; normal asana uygulamalarımdan % 70 veya daha azını yapıyorum ve bunu ayarlarken duruşum için daha özenli davranıyorum.

Adetiniz düzensizse veya hap kullanıyorsanız eğer?

Eğer adet olamıyorsanız veya adetleriniz düzensizse, normal şartlarda adet olmanız gereken günleri esas alabilirsiniz. Herkesin en azından ayın bazı günleri daha yumuşak vakit geçirmesi gerekiyor, hatta erkeklerin bile! Hem fiziksel hem de zihinsel olarak bunları izin günleri olarak benimseyin. Eğer hala aktif kalmak istiyorsanız eğer, izin günlerinde bisiklet sürebilir, yürüyüş yapabilirsiniz. Adetiniz varmış gibi davranın, olmasa bile vücudunuza saygı gösterin. Ayrıca bence, düzenli olarak her hafta asana’dan bir veya iki boş gün ayırdığınıza emin olun.

Benim kendi hayatımda kontrol altında tutmaya çalıştığım birşey de şu ki tüm uygulamalarımın her zaman eğlenceli olduğundan emin olmaya çalışıyorum. Bu, her zaman aynı hareketlerin aynı duyguları aynı yoğunlukta uyarmaları anlamına gelmiyor. Bazı asanalar bazen daha eğlenceli, canlandırıcı ve zorlayıcı… Aslında, fiziksel olarak nasıl hissettiğime bakmaksızın(tabi ki aşırıya kaçmadan) içsel bir sakinlik ve istikrar hissi yaşıyor muyum bununla ilgileniyorum. Uygulamalarınızın duyusal etkisinin ötesine geçerek onların içeriye girmesine izin vermeniz gerek. Eğer aşırı derecede yorulursanız, eklemleriniz ağrıyor, kendinizi negatif hissediyor ve pratik yaparken dikkatiniz dağılıyorsa, aşırıya kaçıyorsunuz demektir..

Ayrıca yoga matiniz dışında adet dönemlerinde besinlerinize de odaklanabilirsiniz. Diyetinizde yeterli miktarda demir, protein ve sağlıklı yağ aldığınızdan emin olun. Benim için kısa bir süre öncesine kadar protein büyük bir faktördü. Sadece bitkilerden ve tahıllardan aldığım protein ve B12 benim bünyem için yeterli olmuyordu. Vegan hayat tarzını bırakmak aynı zamanda kendime biraz rahatlayabilme fırsatının vermemi sağladı ve diyetimde sıkı durma ve yılmama gibi büyük bir stres kaynağı kendi kendini serbest bırakmış oldu.

Veganizmin kötü olduğunu söylemiyorum, ancak benim için vegan olmak hem aktif bir yaşama sahip olup hem de sağlıklı kalmam açısından çok zor- hatta mümkün değildi. Ayrıca yaşadığınız yere (hangi gıdalar ve takviyelerin/vitaminlerin mevcut olduğu), genetiğiniz, yaşınız, neleri yemeği sevdiğiniz, beslenme biçiminiz ve ona olan psikolojik yaklaşımınız ve tutumunuz sadece size özel. Kendi zihninizi değiştirme ve yediklerinize karar verme özgürlüğü sizin elinizde.

Başka büyük faktör ise tabi ki stres. İşiniz, aile yaşantınız, ilişkileriniz gibi dış etkenleri sabah yoganızla alakasız olarak algılamayın. Çok stresli bir dönem geçiriyorsanız, adet dönemlerinde uygulamanızı değiştirmek isteyebilirsiniz. Pratik yapmaya devam edin, ancak özellikle vücudunuzun zorlandığını ve alarma geçtiğini hissettiğiniz günlerde ve haftalarda daha az yoğunluğa hükmedin. Sabah yogası yerine nefesinize egzersizlerine odaklanabilirsiniz mesela, eğer her gün pratik yapıyorsanız asanınızı haftanın 3-4 gününe ve akıntınızın daha az olduğu günlere indirgeyebilirsiniz.

Yoga alıştırmaları, yapmamız gereken her şeyi yapmamız için gereken enerjiyi ve odaklamayı bize sağlamalı. Bizi başka stres seviyeleriyle tanıştırmak yerine,  daha az stresli hale getirmeli ve bizi hapseden sağlıksız davranışları teşvik etmek yerine, bizi kurtaran olumlu bir bakış ve dengeli bir yaşam tarzını desteklemelidir.

Herkese bu zor döneminde pratiklerinden keyif aldığı ve sağlıklı kaldığı günler dilerim!

Bunları Da Beğenebilirsin

Yorum Yok

    Yorum Yazın